Pekmezli Kurabiye Tarifi

Pekmezli Kurabiye – Kurabiye Tarifim #22

Kafam oldukça dağınık… Bu kurabiye yapma fikri nereden aklıma geldi, bilmiyorum. Aslında her şey, kızım için evde sürekli mama bulundurma isteğimle başladı. Onun kolayca atıştırabileceği sağlıklı bir şeyler olmalıydı cam kavanozda. Bir sabah, kızım sabah uykusuna daldığında blogcu arkadaşlarımın sitelerinde gezinirken “kurabiye şenliği” olduğunu fark ettim. Evet, kurabiye yapmalıydım! Kızım pekmez yemediği için pekmezli bir şeyler yapmayı düşündüm. Gözümde canlanan bu fikir, kızım uyanmadan yetiştirmem gereken bir tarif arayışına dönüştü. Ben de macera sever biri olarak hemen ilk bulduğum tarife atıldım. Daha önce yaptığım hiçbir pasta, börek veya unlu mamul tarifini üç kere yapmamıştım. Her zaman yeni şeyler denemek hoşuma gidiyor. İki kere aynı şeyi yapmak bana sıkıcı geliyor. Mesela, daha önce yazdığım Tarçınlı Msn Kurabiyelerini bile altı yıl önce yapmıştım; ikinci kez altı yıl sonra denedim. Sayısız tarif var, sıraya giremiyorlar. Her misafirime, daha önce denemediğim bir şey pişiririm. Adrenalin yüksek tabii… Umarım misafirler aç kalmaz. (Bu noktada eşim hep destek olur, “Ben gelirken fırından bir şeyler alırım, aksilik olursa” der. Şimdiye kadar pek aksilik olmadı.)

Bir de madalyonun öteki yüzü var; ben bu unlu mamulleri pek de severek yapmıyorum. Et, tavuk yemekleri veya soslar gibi beni heyecanlandırmıyor. Bazı insanlar hamurla uğraşmaya bayılır, ama benim için bu tam tersi; elim hamurla yapışıp kalıyor. “Elinin hamuruyla erkek işine karışma” diyemezdi kimse bana, çünkü pek de elimi sürmediğim için ama bugün sonunda hamurla uğraşmayı göze aldım. Bu tarif de Google’da “pekmez” yazıp açılan ilk site olan unverun.com.tr’den geldi. Evde tüm malzemelerin olduğu bir tarifti. Malzemeleri birleştirip, kızım uyanmadan fırına atmalıyım dedim ama en son gördüm ki hamurun 1 saat dinlenmesi gerekiyormuş. O dinlenecek de, kızım uyanınca bunu nasıl yapıp fırına koyacağım? Kızım pek müsaade etmez böyle bir uğraşa. O nasıl tarif; bir de sıkılacakmış! Neyse ki annem geldi. O torununu oyalarken ben de yaklaşık 2 saat kurabiyeyle uğraştım. Yandım ben! Yaklaşık 70 adet kurabiye çıkardım. Annem sayesinde tamamladığım bu uzun maratonu ona ithaf ettim ve bu arada kızımı oyaladığı için ona anneler günü ön hediye çalışması da yaptım. İşte ürünlerim!

Bu kadar uğraş sonrası, kızım kurabiyeleri beğendi mi derseniz, sadece iki diş aldı, o kadar. Kurabiyeler soğuyunca sertleşiyor ama tadı fena değil; aslında sokakta satılan, adını hatırlayamadığım yuvarlak kıtır tatlılara benziyor tadı. Ben bir süre kurabiye yapmayı düşünmüyorum sanırım. Eğer macera isterseniz, işte tarifim:

  • Malzemeler:
    • 1.5 çay bardağı sıvı yağ
    • 6.5 kahve fincanı toz şeker
    • 1 çay bardağı pekmez
    • 2 yumurta
    • 9.5 çay bardağı un
    • 1 çay kaşığı karbonat (veya hamur kabartma tozu)
    • 1 kahve fincanı kuru üzüm
    • 2 çay kaşığı tarçın
    • Yarım su bardağı yoğurt
    • 1 çay kaşığı tuz

Hazırlanışı: Bir kapta yağ, şeker ve pekmezi karıştırıp yumurtaları ilave edin. Karışıma un, karbonat, kuru üzüm, tarçın, yoğurt ve tuzu da ekleyip güzelce yoğurun. Hamuru buzdolabında 1 saat dinlendirin. Hazırladığınız hamuru bir sıkma torbası yardımıyla yağlanmış fırın tepsisine aralıklarla sıkın. Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında 10 dakika kadar pişirin.

Ertesi gün: Kurabiyeler iyice sertleşmiş, içleri yumuşak… Sanki şerbet dökülmemiş bir tatlı gibi. Bu nasıl kurabiye? Kurabiye dediğin ağızda dağılır. Siz benim tarçınlı Msn Kurabiyeleri deneyin, pişman olmazsınız.

Bu kadar çok kurabiyeyi ben ne yapacağım? Birazını eşimin, birazını kız kardeşimin ofisine yolladım. Bakalım yorumları ne olacak?