Sarenin Kurabiyeleri Nasıl Yapılır?
Geçen gün eşim aradı ve okuldan arkadaşlarının “Et yemeği yok mu?” diye sorduğunu söyledi. Sevgili eşimin dostları, kurban bayramından yeni çıkmışken et olmadan yemek yapmamı bekliyordu. Ama biz memur bir aileyiz ve ayda bir et alabiliyoruz. Dondurucuyu açıp çocuklara gösterdiğimde, “Ayda bir et yiyoruz!” dedim. (Aman, bu yazıyı eşim okumadan yayınlamalıyım; kendisi bu konularda pek ciddidir.)
Ama bu kurabiyeleri paylaşmam şart; çünkü Sarenin sürekli “Yap, yap!” demesi beni sıkıştırıyor. Kendisi, bu kurabiyeleri ve poğaçaları yapıp bitirdi. O gece hızımızı alamayıp birçok şey yaptık. Tatlısı, tuzlusu derken, her yer pasta oldu! Tabii ki hepsini kendimiz yemedik; Türk geleneklerine göre paylaşmak esastır. Cezeryeleri bile okula götürdü. Kurabiyeleri de komşulara dağıttık, poğaçaları ise eşimin teyzesinin oğlu ve eşinin muayenehanesine gönderdik. Sare’yi göndermekte zorlanmadım; eğer dişiyle alakalı bir sorunu yoksa tabii.
Bu kurabiyeler, daha önce bahsettiğim malum kurabiyeler tarifine dayanıyor ve Kitchen O Clock adlı kaynaktan. Bizde badem içi yok; ama şu malzemeleri kullanarak harika bir lezzet elde ettik:
- 1/2 paket margarin
- 1/2 su bardağı sıvı yağ
- 1/2 su bardağı pudra şekeri (Ben az gelir düşüncesiyle iki yemek kaşığı da normal şeker ilave ettim; yani pudra şekeri yarıdan fazla olabilir.)
- 1 yumurta
- 1 paket kabartma tozu
- 1 yemek kaşığı yoğurt
- 1 portakal kabuğu rendesi (isterseniz limon kabuğu da kullanabilirsiniz)
- Aldığı kadar un (Bu sefer ölçtüm; tam 4 su bardağı un aldı. Çok geldi gibi görünüyor ama göz kararı iyiymiş)
- Arasına sürmek için çokokrem
Oda sıcaklığında erimiş margarini, un ve kabartma tozu hariç tüm malzemeleri karıştırın. Kabartma tozunu da ilave ettikten sonra hamuru iki parçaya bölün. Önce elinizle sonra merdane ile açın. Kaç cm olduğunu bilemediğim kadar inceltin. Bu aşamada pastaları cetvelle yapacağım söz! Sonra çocuğunuzun elinde kalan ayıcık ve kelebek kalıplarını kullanmasına izin vermeden, daha düzgün şekillerle kurabiyelere şekil verin. Orta kısmında artı şekli çizeceğimiz için, araya sürdüğümüz çikolata oradan görünecek. Göbeğinden çikolata fırlamış ayıcıklı kurabiyelerin sevimli olmayacağını düşündüğüm için izin vermedim. Ay, ne kadar uzun bir açıklama yaptım! Beni sabırsız diyenler olursa, baksınlar; çocuğum dememişim ne güzel anlatmışım!
Şimdi, bu ilk etap kurabiyeleri tepsiye dizin. Tepsiyi yağlamadım, yağlı kağıt da kullanmadım. Allah ne verdiyse üstlerine çokokremi sürün. Bu aşamada özgün çalışmalar yapabilirsiniz. Ben şahsen tarifin dışına pek çıkamam ama gözü kara arkadaşlar vardır; değil mi? Ben bir tarif veriyorum, bazı arkadaşlarım yapıyor ve yerken beğeniyorum ama nasıl yaptıklarını sorduğumda, “Senin tarif!” diyorlar. Onlar anlatınca benim tarifle hiç alakası kalmamış oluyor.
Dönelim kurabiyemize. İkinci parçayı da ilk parça hamur gibi kesip ortalarına bıçak ucuyla artı şekli çizin. Diğer parçanın üstüne kapatın ve 180 derecelik fırında hafif pembeleşene kadar pişirin. Bu şekilde yapılan kurabiyelerin insanı sinir eden bir tarafı var; hamur bitmiyor! Kardeşim, maralardan çıkan hamurlar ürüyor sanki. En sonunda Sare bu işten keyif alsa da, hadi bunları da Berna için yapalım kandırmacasıyla küçük küçük yuvarlayıp üstlerine birer damla çikolata koydum. Tamam, bitti gitti. Ben de çok beğendim; portakal aromasını severim zaten. Yalnız bir dahaki sefere kalıp kullanmak yerine kare kare kesmeyi düşünüyorum. Bu şekiller de çok güzel; afiyet olsun!